24 Ara 2009

casablancas



the strokes'un solisti güzel sesli insan juliancığın solo albümünün ilk videosu. albüm cıkalı baya oldu gerci, en dikkat cekici şarkıda bu.

13 Ara 2009

6 Ara 2009

ff-jb

flash forward'ın 3. bölümünde lover, you should've come over calması.

şarkıya kapılıp sahneyi kacırmam.

dizi de güzelmiş ayrıca, izlemeyeniniz varsa takip ediniz öneririm.

5 Ara 2009

gzd



ahah gözde'ye ölürüm yaa :D

mac anımı da yazmaya heveslenmiştim ama üşeniyorm şimdi, başka zamana artık.

30 Kas 2009

aptallaşmak

bugün bi mağazada bitter sweet symphony'nin remixini duydum. "vee hemen ortamdan uzaklaştım. " dememi bekliyorsanız yanılıyorsunuz. gayette durup dinledim sonuna kadar. şarkı bittiğinde kendimi erkek kazaklarına bakarken buldum ama olsun. evet "ıyy berbattı." yorumunu yapabilmek icin dinlemişim, fark ettim. harbiden berbattı be. güzelim ricinin sesi bile ne idüğü belirsiz müzikle kaybolmuş gitmiş. bi daha bi yerlerde karşıma cıkmazsın umarım remix.

29 Kas 2009

hımm

bi losing my religion bir de let me kiss you. ikisinin de garip bir büyüsü var niyeyse...

27 Kas 2009

rain



yeni video. en sevdiğim şarkısı.

yep yep yep (L)

cornerstone



görür görmez aşık oldum ama, öhöhhh.

sketchead'i daha önceden dinlemiştim zaten ama catapult nedir öyle? süper olmuş, bayıldım. firght lined dining room'um da müziği enfes olmuş be! ahah cok seviyorum bu adamları.

23 Kas 2009

baş dönmesi

tuz almak icin üst kata cıkmak. inerken birden başının dönüp gözlerinin kararması sonucu bi ileri bi geri yaparak merdivenden aşağı yuvarlanmanı engelleyen kuzenin seni tutması. hayır yani bu olay kac saniye icinde gercekleşti falan hatırlamıyorum. hayatımda hic başım falan da dönmedi benim, öyle bayılma seansım da olmadı. bugün zorum neydi? o kadar düz yol varken neden merdiven başında oldu bu olay? sonra seni eve kadar kuzenin indirmesi. sonra bıcı yaparken gene başının dönmesi, kendini dışarı zor atman. ne oluyor bana yahu?

22 Kas 2009

ajda pekkan fanı gördüm

geçen gibi sınıfta sessizce işlerimizi yapıyorduk. yine o ses yükseldi "of müzik yok mu?"
diğeri de "olmaz mı" dedi. işte dedim işte bittik yine kim bilir neler çıkacak o abuk radyolarında.
ve beklediğim oldu, ajda pekkan çıktı. iki tiki fanı var sınıfta. biri hayranlığını "ya o mayo giydiği konserine gittim, müthişti yaa" diyerek anlatırken diğeri radyodaki şarkısının üstüne,
-ya bayılıyorum bu kadına. çok tatlı. harika ya. geçen şey soruyorlar ajda'ya bir daha dünyaya gelseniz ne olarak gelmek istersiniz? ay ne diyor var ya
-(diğer fan) ahah bir daha gelmek istemem dermiş, ya da ölcek mi ki gelsin hahaha
-ya melek olmak isterdim demiş ya, harika kadın, tabi o kadar görmüş kadın aşmış her şeyi (çüş lan ahah, aşmışmış öyle bir bahsedişleri var ki filozof karı sanki)
-aynen aşmış, bitirmiş olayı.

ben bittim lan, ajda poggan değil. of.

20 Kas 2009

gızgınım üleyn

gecenlerdeki bizim tiki taklidi yapan takıntılı hoca "size kırıldım" dedi ağzını gözünü yamultarak, "çok kırıldım", "rüzgar eser ağacın dalını kırar ama dal kırılmıştır" falan ötüyor. ay her tarafın kırılsa ne yazar neyse o an aklıma direkt "kızmak değil de kırılmak" ya da ona benzer bir isimli f. buda yazısı geldi. resmen yazılanların psikolojisini canlı görüyordum. sonra ertesi gün hocanın bu cümlesiyle o biçim dalga geçerken ulen dedim tam böyle bir yazı var bu hocanın cümlesini ifade eden "dur bak okutayım sana" (ki bunu çok mantıklı, anlayışlı, anlayacak bir insana okutuyorum, yani öyle sanıyorum -sevgili arkadaşıma-).
okuyor yazıyı ve "çok iyiymiş ya" diyor bende "gülüyorum of, bu kadın aynen böyle, komedi momedi" diye devam ediyordum ki tam "ama"sı geldi. nasıl yani?
aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum;
"ama ama aslında şey psikolojisi ya bu. yani şey! kendini cidden önemseyen ve korumak isteyen bir insan kızmaz da kırılır. yani kızsa biliyor kendine zarar verebilir ama kırılmak karşısındakini çok önemsemediği anlamına gelir, bu onun için iyi birşeydir ve kendini düşünmüştür yani. kızmak manyaklık olabilir. kırılmak şöyle böyle önemlidir vs. " diye gitmeye başladı ve ben şoktaydım.
"evet yani psikolojik olarak mümkün" diyebildim lan yalnızca.

kitap dolusu poşet

efendim bugün acık öğretime kayıt olmak icin sabahın köründe (ki saat 11de kalktım, bir tatil günü hayatta kalkmayacağım saattir kendileri) kalkıp yollara koyulduk yol arkadaşım annemle :P neyse herşeyi aksilik olmadan hallettik. bankaya para yatırma, büronun önünde bekleme, hemen sıranın bana gelmesi falan.. sanırım 5 ya da 6 tane de kitap verdiler elime. ilk başta hafif gelen poşetin ilerleyen saatlerde bana eziyet cıkaracağını tahmin etmezdim. hayır yani bu aptal aklıma bipppppppppppp. niye tutturursun kadıköye gitmek icin? neymiş gezecekmişin de birşeyler bakacakmışın. hay lanett. hayır yani hic birşey bulamadım. her mağazaya girdim ettim ama cık. şu son zamanlarda harbiden zevkime göre birşey bulamamamdan nefret etmeye başladım. hic birşey beğenmiyorum, hepsi dandik evet. bi yerde tam ahanda bu diye beğendiğim modelin de sadece 34 bedeninin kalması nasıl bir şanstır bilemedim. 34 beden ne ya? ilkokula giderken falan o kadardım sanırım ya da değildim hahah. bi mağazada da anneme " hadi gidelim yaa bi halt yok off" diye feryat edişimi duyan tezgahtarın gelip bık bık "aa nasıl birşey beğenmezsiniz, %30 indirimde tüm ürünlerimiz size görede birşey vardır kesin" diye konuşmaya dalmasıda komikti. üff nefret ediyorum bu tezgahtarlardan da.. sana ne ya, ister alırım ister almam. duymamazlıktan geldim, cıktım. neyse sonuc itibariyle sadece boğazımızı doyurup geri döndük eve. kitap dolu poşetin sırtıma verdiği ağrı yanıma kaldı sadece. hic birininde yüzünü acıp bakmam son güne kadar zaten, daha ilk günden nefret ettim sizden! hukukmuş iktisatmış cartmış curtmuş, öperim.

sanatsalım, sanatsal değilsiniz ve değiller!


bu sözler bana değil sanatına pek yaraşır o çok büyük üstad kişiye ait, tuba ünsal! (bir diğer güzel insan, evvelki konumuz onur ünsal'la hiç bir alakaları yoktur, yani sanırım. karıştırmayınız)
neyse efendim geçenlerde ben bu bayan ünsal'ın bir röportajına denk geldim gazetede lakin gördüklerim o kadar dehşet veici şeylerdi ki bir an neye uğradığımı şaşırdım. konu sanattı, sanatsallıktı, sanat aşkıydı ama başrolde tuba ünsal denen ticaretin bokunu çıkarmış, bir yıllık oyuncu koçluğuyla pek çok insanın üstesinden gelebileceği işlerle, abartı ya da hiç olmayan mimikleriyle yalap yulap ağzıyla sevimli, cici mici gözükmeye çalışan bir sarı vardı. geçen hafta okan bayülgen'de suluboya filmini çektik, sanat manat diye ötüyorlardı ama ben işin bu boyutta olduğunun farkında değildim.
suluboya ya sanat o zaman. filmi merak etmiştim falan ama bu talihsiz saçmalık cümlelerden sonra filme gider miyim bilmiyorum. gelelim o devasa cümlelere;

"gülümsün karakterinin teklif edilmesinden dolayı çok mutluyum çünkü ilk defa bir yan rolde oynuyorum. bence bu güzel ve cici başrol kızı olabilir önyargısını kırmam için iyi bir fırsat"

ahah herkesin vardır böyle bir açıklaması tamam ama bu cümleye baştan kıllansam da takmamıştım fazla klişe diye. meali; -güzel ve ciciyim ama yan rolde oynayabiliyorum, sanat aşkı işte. illa başrol istmeiyorum ben kaliteli bir işte kaliteli kadro blablası babında"

"suluboya'nın yapımı sırasında maddi sıkıntı çektik. son noktada oyuncular olarak hepimiz cebimizden para koyup işi bitirdik. bir anlamda filmin yapımcısı da sayılırız."
meali; sanat aşkı işte, üstüne para verdim diyorum laaaaaaaan!

"Çok naif bir hikayesi var. Sanat ve aşkın iç içe anlatıldığı bir film. Ben Lorena diye bir sokak ressamını canlandırıyorum. Konu da Lorena’nın ona âşık 11 yaşındaki Marco’ya hayatı, sanatı ve aşkı öğretmesi. Filmi İngilizce çektik. Ben İtalyan aksanıyla İngilizce konuşmaya çalıştım. Bağımsız bir projeydi bu yüzden desteklediğim için mutluyum. Öyle işleri kendime yakın buluyorum."
meali=(ulan bu cümlelerin hepsi ayrı ayrı olay ama aslen takıldığım şudur ki) böyle işleri kendime yakın buluyorum, sanat diyorum ben diyorumm lütfennnn.

"
Bir dönem Çarkıfelek gibi popüler bir yarışmada hosteslik yaptınız. Bu bir çelişki değil mi?
Çarkıfelek döneminde iki günde diziden kazandığım paranın iki katını kazanıyordum. Tek yaptığım Türkiye’nin en başarılı komedyeninin esprilerine gülüp kutulara dokunmaktı. Üstüne para almam komik değil mi? Her neyse, o dönem paraya ihtiyacım vardı çünkü satın almam gereken tablolar vardı. Haftada maksimum iki gün çalışmak istiyordum çünkü babam hastaydı. Kısacası Çarkıfelek doğru işti. Ayrıca benim yapım bu. İçimden ne geliyorsa onu yapıyorum. Chloe Sevigny çok beğendiğim bir isimdir. O da popüler dizilerde oynar, sanatla ilgilenir, aktivist bir yanı vardır, etrafında olan bitene karşı duyarsız değildir. Tam bir mozaik. Kendimi ona benzetiyorum. Benim hayatım da mozaik gibi. Bugün “Suluboya” gibi deneysel bir filmde oynuyorum, dün Çarkıfelek’teydim yarın yine New York’a taşınabilirim ya da Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde kadın hakları için soyunabilirim.
"

oha lan,yuh yani. magazinden başını kaldır da önce sonra hepsi olur. yuh ya alacak tabloları varmış mazerete bak. burası bittiğim andı ve sanat denilen şeyin ne olduğunu anlayıp ağlamak ve sanat için soyunup orama burama yapıştırılan paralı hayal edip onlarla alacağım tabloları düşündüm, madonna2nın frida hayran olmasını düşündüm, her şeyi düşündüm, sanat ya, tablo bu, bağımzsız işler bunlar. evet evet, tam da bu. nokta bile koyabilirim bu beyinsiz beynime. burdayım takıldım kaldım ben.

"Yalnız kaldığınızda neler yaparsınız?
Boş zamanlarımı müzayede ve galerileri gezerek geçiriyorum. Resim ve bronz heykel koleksiyonumu oluşturmaya çalışıyorum. En beğendiğim sanatçı Haluk Akakçe. Haluk yakın arkadaşım. En son onun bir işini satın aldım"

ehehe, süpersin lan sanatçı seni, aferin geniş ufuklu manyak düşünceli sarım benim. cici kız değilsin sen pisliklere bürünmüş manyak bir sanat eserisin, gururumuzsun. bu arada gözümden kaçmadı, röportaj aralarına sanatsal bir insan olduğunu bir an bile unutmayalım diye andy warhol, chloe sevigny, aktivist, bağımsız, lanse, tablo, deneysel gibi süper oricınıl şeyler serpiştirmişsin.
özeniyorum sana.
idolümüzsünn beybi feys görünümlü mephisto şeyy! asiiiyyiiyyi!!

17 Kas 2009

onur ünsal



bugün metrobüste onur ünsal'ın bir benzeriyle karşılıklı oturduk. evet. onur ünsal ve türevlerini çok ilginç ve incelenebilir bulmam nedendir acaba? gereksiz yere gözlerimin kaçurtması falan. alt tarafı onur ünsal ve benzerlerisiniz! ahah olayı neden büyütüyorum bilinmez. valla çok değişik buluyorum o ekibi. saçmalıyorum evet ama diye başlayan ve çarpıcı bir sloganımsıyla böyle abuk kısa bi yazı yazmakmış amacım bunu anladım ama hemen vazgeçiyorum. çünkü bu aralar bloglarda "saçmalıyorum, saçmaladım yine, aptallıklarım işte, toplayamıyorum, gittim" gibi acziyetleri çok kuğl bitiş cümleleri olarak düşünenlerin cümlelerine denk gelmem ve bu kişilerin çok da hojlanılacak, örnek alınacak tipler olmamasından mütevellit hoş hoş bir görselle sonlandırıyorum girdimi desem olmayacak ama o görsel üstte işte sonlandırmadan başlatmışım. gorunüz.

mont üzerine derin düşüncelerin yontuk hali

nokuldan çıkmış kursa yetişmek için koşturuyordum bugün akşamı.
bizim buraların yanyana ilköğretimi, ortaöğretimi de dağılıyordu maalesef. o kalabalık içinde hızlı hareket etmek çok zordur ama çalışıyordum. karşıdan gelmekte olan tahmini 1. sınıf öğrencisi olan sarı bir velede annesi pofidik montunu uzatıyordu. sanırım dayatıyordu. çocukceyızdan şu ses çıktı "of yine şişko olcam, of tamam sus-ver" ahah lan harbiden nefret ederim o pofidik montlardan. evet, olduğunuzdan şişko gösterir, iğrenç gösterir, aptal bir havaya bürünürsünüz, garip sesler çıkarır, tek iyi yanı sinirlenince (cırtcırtlı olanları) cırtcırtlarını açıp kapamak olur. çocuk bu yaşında çözmüştü olayı lakin dırdırlara dayanamıyordu ve giyecekti o şeyi.
yazık dedim çocuğa "şişko olcam-şişko olcam yine" ahah yankılandı ya o cümlesi.
valla dışardan bir seyirci için sevimli bi replik ve görüntü ama çocuk bana ait olsaydı bu kadar şeker görünür müydü bilmem.
not: ama o poffudular ne saçma şeyler ya. adam gibi basık mont alın.hatta keçe falan olsun bildiğin bassınlar. pofuduk ayıcık, astronot izlenimi veren o şeyleri istemiyoruz o çocuk ve beeeeeeen!

16 Kas 2009

yenilik

burası iyi oldu böyle ya.

kırmızı başlık

pembe-bordovari bi renk ilen turkuazımsı bi mavi yanyana geldi yanluşluklan ki o da ts yi temsil etmiyordu bence ahah.o değil şimdiki tipini çok sevdim ama fon rengini değiştiremedim.kılasikıllığını bozmamak adına mıdır nedir şeyedilmiyo bu!
fotoyu da sen hallet cici kız.

renk

bi ara arka fonumuz trabzonspor renklerine büründü, gözümden kacmadı değil.

hep bahane

biliyorsun ki ben sevimli bi kızım. dolayısıyla sevimli yakalı kıyafetlerle uyum icinde olabileceğimi düşünüyorum. evet istiyorum. senin beğenmemen benim sorunum olamaz, biliyorsun ki müşteri velinimettir. ahah. makine konusunda ise yorum yapamayacağım, git uzmanına göster yaptır demekten başka ki bunu sende biliyorsun. ama hala yaptırmamış olman da senin sorunun.

dikkat ettin mi bu yazıda ki herşey senin bahanelerin ve sorunların üzerinde dönüp dolaştı. cözüm yazısını da senden bekliyorum. öperim.

cevap

bebe yaka, palyaço yaka, yuvarlak yaka, şirin yaka gibi şeylerden hiç hoşlanmıyorum ama ben sevgili ortak.
daha sert, dik, sivri, itici şeyler dikmeyi planlıyorum ama birine bir güzellik yapmak istesem sana da sıra gelir merahetme sen.
o değil benim zetina meşinim bozuk, napcez?

palto

bu sezon kendime geniş yakalı hmm ya da bebe yaka, olmadı palyaco yaka mıymış neymiş adı her neyse.. gördüğümde "aha budur işte" diyebileceğim palto arıyorum. hayır yani bulamadım hic bi yerde ama onu istiyorum. biliyorum o da beni istiyor. görünce karşılıklı bir etkileşim yaşayacağız ama umutsuz vakayız :/ bulamazsam teksizden bana dikmesini istiyorum. biliyorum okuyorsun, yaprak sarma düreceğine bana palto dikmelisin :P

15 Kas 2009

dürmek?

kuzen ve kardeşin doğumgünlerinin çok yakın olması ve beraber kutlama fikri.
of çok fena, elbet bu fikir benden çıkmadı ama uymak mecburiydi.
kuzenim 2 ay öncesinden "bana doğumgünümde ne yapacaksınız, nerede kutluyciiz, nasıl olacak? ne hediye alcaksınız?" demeye başlamıştı ve bir haftadır da napalım edelim diye bize yol gösteriyordu ve dün olaya şöyle bir boyut getirdi. "lan millete sürpriz üstüne sürpriz yapılıyor,ben kendim uğraşıyorum"
ulan?
!!!
bi fırsat versen canım, bir fırsat versen belki biz düşünecektik ama boğazımızdaydın aylardır.

bu kutlama işi salı olacak ve bu kuzen doğumgünü menüsüne yaprak sarma ile katkı sağlayacak ve bana yardım edebilir misiniz modunda ilerlerken şey dedi "ya dürmeye yardım lazım, biliyorsunuz ki ben yaprakları iyi düremiyorum" (maalesef mazeretlerimizi bildirdim)
. neyy? dürmek mi? ya tamam dürüm dürmekten gelir, sarmak anlamına gelir falan ama bana o bu kelimeyi kullandıkça -ki yüz kere kullandı "nasıl dürerim tek başıma bilmem ama.., siz olsaydınız iyi dürerdik vs- benim aklıma dürer geldi.
sürekli güldüm, neden güldüğümü sordu. ya o dolmadan bahsediyor dürelim dürerim dürersin de yahu dürer bizim dürer o asla dolma olamaz. dür'le başlayan hiçbirşey dürer'den başka şey ifade edemiyor bana. bu kelimeyle çok yabancılaşıyorum. dür sanki sanata ait birşey (yaprak sarma da bir sanattır belki benim gibi pisboğazlar için ama) dür=dürer
kuzeeen duy beni, sana dürer aklıma geliyor sen böyle dedikçe desem "allah aşkına bi git, artizlik yapma " der, diyemem...

13 Kas 2009

ev kızı

gene olayı sınavlara getiricimm ama napabilirim konuyu anca ordan bağlayabiliyorum. şimdi malum sınav haftası idi (ee yeter ama!) coğu da öğleden sonra olmaktaydı, ben de erken kalkıp tv başında tekrar yapıyordum. annemde her sabah müge anlı'yı izliyor imiş fark ettim. ee tabi ben de bakıyorum haliyle. hatta calışmamı bırakıp "ohaaa kadını niye kacırmışlar?", "yuh yaa rahat batmış kıza, kacmış evinden başına gelenlerde müstehak ona oh" derken buluyordum kendimi. tam ev kızı pozisyonunda yakınmalar işte. hastalık gibi birşeymiş bu da. neyse ki tez vakitte kurtulacağımı umuyorum.
erken kalk, erken yola koyul, gec eve gel. hayat felsefem artık.

dip tavsiye: aman sakın ola ard arda 2-3 gün izlemeyin bu programlar ruh haliniz gercekten bozuluyor.

F tipi

füniküler gibi kuğl bir toplu taşımayı beklerken iki kuğl adamın yavaş ve emin adımlarla yaklaşmaları ve benim hemen o kişilerden birini görüp az önceki f yi kaçırdığıma üzülmekten vazgeçmem sadece 20 saniyemi aldı. onlardan biri noyan utkan idi. yani şimdi bu ismi duyunca "a ovv" diye aydınlanan hatun kişiler olduğunu sanmıyorum. ahah dedim içimden hatta tutamadım azcık dışarı kaçtı. öyle birşeyki gülmeyeyim diye resmen karnım ağrıdı içimde bir iki birşey patladı. noyan bey şık bir giyimle, leptapı da elinde çok iş insanı kokusu yayıyordu ortalığa. f daha gelmiyordu ki bunlar başladılar bu f taşıtı için "şöyle gidiyor, olayı bu" diye çok bilimsel açıklamalar yapmaya. hatta geldi bu f. noyan eliyle okşar gibi vurarak f ye "can bu can" dedi. bu ne sevgi allahım dedim içimden. ben cevheri farkedemiyor muyum diye de kıllandım yani. hatta koltuk sayısının taşıtın boyutuna oranını bile tartıştılar. kulaklarım da pek sağlammış onu anladım.sonra aynı f den sonra aynı tramvaya da bindik ve onlar sultanahmet'te indiler ben yoluma devam ettim.
not: çok ukela dümbeleği ve gevelediğimi düşünen yesilaya pardon yesilcaya selam mucuk ahah.

yetti ama!

öff vizeler bitti rahatladım sonunda. her gün oturup 160 sayfa şey okuyup sonra da ezberlemeye calışmak aştı beni, yok yok hic bana göre değil. zaten calışmaya azıcık hevesli olsam gider tıp falan kazanırdım.
neyse ders mevzusunu acasım yok. benim sorunum kendini bişi sanıp ona buna özellikle de bana ya da bize laf atan insanlarda. öpüyorum sizi burdan en sulusundan.

2 Kas 2009

inanizma

alıntıdır, alınmayasıcadır.

"İnanmıyorum evet. O kadar çok şeye inanmıyorum ki ben bile şaşırıyorum bazen.
  • Ermenistanla ilişkilerimizin 2 tane futbol maçıyla düzelebileceğine hiç inanmıyorum!
  • Kadın - erkek eşitliğine inanmıyorum. Öyle bir cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor ki üstü kapalı olarak, içim kan ağlıyo. Erkekler birleşin! Eziliyoruz lan!
  • Üstün bir yaratıcının varlığına inanmıyorum! If you do exist, prove it!
  • Hani şarkı vardı ya; "kavga etmez sever beni romeo romeo romeo romeo" diye. O şarkıyı söyleyen şarkıcının ömründe şekspir okuduğuna inanmıyorum! bence cin ali seviyesinden sonra okumamış o bişey!
  • Michael Jackson'un öldüğüne inanmıyorum! 2 gün sonra Elvis efsanesi gibi hortlar biyerden.
  • Yarının daha güzel bi gün olacağına inanmıyorum! Hatta bir soundtrack ile; everyday is exactly the same!
  • Halkımın bu kadar salak olabileceğine inanmıyorum! İlk seçimlerde iktidar tarafından eteği sıyırılmış bi çoğunluk 2. seçimlerde açık arayla yine aynı adamlara oy vermiş olamaz!
  • Etek diyince aklıma geldi. Bayanların "kendileri" için süslendiğine inanmıyorum! Kendinize güvenin ayol rakip mi eliyosunuz nedir...
  • Kolanın mideyi deldiğine inanmıyorum! Delseydi yazardı sigaralarda olduğu gibi "kola ciddi mide ve bağırsak hastalıklarına sebebiyet verebilir" diye.
  • Gündüz programları izleyen bi halkım olduğuna inanmıyorum! Olamaz yani basitçe inanmıyorum.
  • Hala üniversiteye baş örtüsüyle girebileceğini düşünen yobazlar olduğuna inanmıyorum! Ben olsam korkardım, toplumsal linç ihtimali var.
  • Son olarak; Uykuya inanmıyorum. Ama bi güç var...İşte böyle. İnanmadığım daha epey şey var ama aklıma gelmedi sabahıynan. Öpüyorum gözlerinizden!"


ben de senin mal olmadığına inanmıyorum, çürütmeç yapacağım maddelerin vardı ama erken kalkmak gibi dertler var sabahıynan bunları yazmaya gelene kadar.

sabah altı buçukta kalkıcam, kötü bişiyt

okan bayülgen'in çok duygusallanması, beyazıt öztürk'e sevgilim demesi.

sulu sulu bana bana

insanlara aptal demek istemiyorum. zaten genelleme yapanlara kılımdır, söverimdir hatta bu yüzden genelleme yapmak için çekiniyordum ama yok anacım yok bu insan denilen çok bilmiş rezillere her genelleme yapılır. ama bana birşeyler katıyor. edebi edepsizden şeyet yavruum olayı gibi aynı. evet, evet ulan ahah aklıma ne geldi. geçen istiklal'de meydağne doğru çıkmaktayım. karşıdan iki döverimollum kılıklı kız geliyo. biri daha süslü diğeri makulsüslü tiki. cumhuriyet sergisinin de açılışı yapılacak o sıralar. mikrofonu almış biri ses ses, ses bir ki, ses ses diyor. süslü diğerine; "ahah bak işte kızım seks seks diyo seeeeeksss" diye bağırıyo. bu şimdi bizim bilmişmantıkta bastırılmamış duygulu bol açılımlı kız modu. (afferüm yavruma). diğeri "ahah" diyor. ben hala "ahah" ım yalnız.
konuya nerden dalıp nerden çıkıyorum olarak sinirlenmek istemediğimden ne yazdığıma bakmıyorum ama by retro'daki italyan olduğunu düşündüğüm kısa pantalonlu herif sana diyorum. ne şekersin lan sen öyle hele de fuğansızca şarkılara eşlik ederken.
dipnot:o kız hala kafelerin üçüncü katında seks muhabbetinde.burayı okuyorsan ağzım kulaklarımda hoho modundayım bilesin döverimollum.

28 Eyl 2009

gidiyoruz.

blogcan gidiyorum. okulum başladı. sonra italyanca kursum. sonra açık öğretim fakültem. artık girmem hergün. girsem de 1 saat bile durmam. sıkıldım senden sanal alem.

yeni albümlere bakarım, dinlerim sanırım sadece. başka da birşeye gerek yok zaten nette şu anlık.

teksizde zaten hergün okulda. yokuz yani biz blogcanım.

seviyorum seni, öptüm muah muah

27 Eyl 2009

beceriksizlik



geçen gün galata'ya gittik tekimsi ile. sanatsal bir fotoğrafımız olsun dedik. sonra dedim ben tutayım şu caminin minaresini de artistikıl olsun. tabi makina elimde değil, onu şu anda adı lazım olmayan beceriksiz fotoğrafçımız tutuyor:p tabi görüş açısı farklılığı var. dedi biraz sağa, biraz ufalt aralığı vb. ahah sonunda çıkan manzara karşınızda. çekebildiğimiz şu dandirik fotoğrafa bakıp bakıp gülüyorum şu anda. ahah yani pes bize.

not: ayrıca minare nerde? tamamen köprü tutmuşum ben ahahaha

dandik pazar

bakınız gene bir pazar günü.
direkt pazartesiye atlasak da hiç pazarı yaşamasak ya. neden bilmiyorum ama nefret ediyorum bu günden. içim daralıyor evet, strese giriyorum. gidip yatağıma uzanıp sadece tavana bakmak istiyorum. bilgisayardan müzik sesi gelsin, ben uyku ile uyanıklık arası o 24 saati atlatayım.
kimse ellemesin beni, kimse demesin şuraya gidelim şunu yapalım. bırakın beni, pazartesi görüşürüz olmadı salı o da olmazsa çarşamba falan. ama pazar mı, hayır.
pazartesinin pazarın altında ezilmesine de kıl kapıyorum. ne bu şimdi pazarın ertesi? ne özelliği var bu nalet günün! (aynı şekilde bkz: cuma-cumartesi. ama ilgi alanıma girmiyorlar, göz ardı ediyorum evet.)
ahah bu pazar sendromunun bir bende olabilme ihtimalini de seviyorum.

dan dan

aydınlıklar içindeyim hayatta
pırıl pırıl bir yer burası şu anda
sarhoş oldum ben sanki bir yudumda
yere göğe sığmam uçarım uzayda...


öeehh

seviyorum bu adamları. muah.

25 Eyl 2009

moleküler cef

yalnız onu dinliyorum. sonra böyle bakıyorum. çay demleyip geliyorum.ayrılıyoruz. dolanıyoruz. birleşiyoruz. moleşik moleküller oluyoruz. uzatmamalıyım uçuyoruz biz. geçiyoruz başka konulara,konulara... efem...sonra, sonra o değil kirazları, çayları tazeleyen seha neden insani kayıtlar yapmıyor? yani albüm falan çıkarsın. söz, demeyiz hani o amatör seha, hani can? falan. ama şartlar şurtlar muhabbeti.
konuyu özenle, bezenle, sevgiyle bölciim ama yapıciim bunu. istiklal'de gördüğüm o garip çift şu an aklımdalar ve bunu aktarmalıyım buraya. işin erkek bölümünde olay daha önce de hatırlıyciiniz gibi uzun boylu, az metalik ve emre özlüer'in zayıf versiyonu olmasıyla cereyane diyor. dişi kısım da bizim komşu abla, komşu kızı diyebileceğimiz cinsten. ben tarif etmiyciim bunu,istemiyorum bunu yalnız siyah göz makyajıyla olay şeyapmaya çalışmış.başarılı mı derseniz, birşey demem. dipnot: elele dolaşmaları dikkatlerden kaçmadı.

green tea


o bir efsane.
o bir sağlık kaynağı.
o bir demlenince sarı gözüken aslında yeşil cici içecek.
o bir yeşil çay.

herşeyin siyah olmasına inat.

bundan sonra ben.

hadi içelim.

yas tutuyorum.

3.5 senedir benimle her yeri gezen sony kulaklığım sizlere ömür.
birkaç sene daha onunla yaşamak istiyordum ben, beraber daha bir dolu yere gidecektik eşlik edecekti bana. bu erken veda hiç iyi olmadı, sinirliyim ona. yarı yolda bıraktı beni. şimdi müzikte dinleyemeyeceğim bir kaç gün, bana yapılacak şey değil! kızgınım sana ey vefasız. böhühüyt

24 Eyl 2009

pes bana

başka bir uyuma dönüyor herşey,
insan kaybettiğini buluyor.

durmaa öyleeeeeeeğğğğğğğğğ
aaaaaaaahhh
durma öyleeeeeeeeeeeeeeğğğğğğğğğ

bkz: yaklaşık bir sene sonra yeniden mvö dinlemek.

bir de,
yeni rüyam da güneşimle soldu :/

:.:.:.:.

bir kaç gündür kendimi moron gibi hissediyorum. böyle ye,iç,yat,tv izle,nette gez eylemleri dışında pek bişi yapmıyorum. bu kadar fazla tatil yaramadı bana zannımca, okul açılsa düzene gireriz gerçi. bu sefer de off sıkıldım ne zaman tatil var derim, varsın olsun. tatilin hayali bile güzeldir :Ç o değil bir de 15lik ergenler gibi yüzümü sivilce kapladı ufacık ufacık pütür pütür. ne iğrenç bir görüntü, aynaya bakamaz oldum (tmm abarttım:P). bu gereksiz ayrıntılarımı da seninle paylaştım ya ey blog tam süper oldu. çok mutluyum.

neyse sıkıntım geçene kadar film falan bulup izleyeyim. film önerilerine açığım, buraya yazınız dikkate alınacaktır.

23 Eyl 2009

saat 8.15 otobüsünde onu gördüm karşımda

günlerden bir gün, işe giderken x insanın arabası bozulur ve otobüse binmeye karar verir. x kişisi daha önceden hiç böyle bir manzarayla karşılaşmadığından ilk başta afallar ve "ne oluyoruz löyn kadına bak ahah" diye tepki verir. bu anı ölümsüzleştirmek isteyen akıllı x insanımız şu alttaki pozu yakalar.

ki buraya kadar herşey normal değil mi? yani biz iett yolcuları her sabah böyle bir manzarayla karşılaşabiliriz, karşılaşıyoruz da zaten. asıl olaya gelmedim daha bekleyin bir dakika.




alta inelim...










aradan bir hafta geçer...






bu x insanı gene otobüse biner.. vee o da ne? gene aynı kadın gene aynı manzara. bu kaderin bir oyunu mudur? yoksa hayat sadece tesadüflerden mi kuruludur? eyy sevgili okurlar buna ben karar veremiciimm size bırakıyorum. öncelikle şu pozu inceleyelim.



şu gülen yüze ve aynı kadına bakalım ve önümüzdeki seçenekleri inceleyelim.

1. seçenek: kadının ailevi sorunları var
2. seçenek: kadın çok iş yapıyor, yoruluyor ve hala uyuyası var
3. seçenek: geceleri çok ateşli geçiyor da yorgun düşüyor

veee erman kişisi de şöyle bir seçenek ortaya attı:
4. seçenek bizim eleman harbi kadına bişey yaptı :/
ki ben bunun akıl dahilinde olduğuna inanmadım, çünkü 1 hafta geçmiş aradan kadın hala aynı şekil yatıyor. eleman birşey yapmış olamaz yani değil mi?


eyy sevgili okurlar,
sonuç olarak biz ard arda iki fotoğrafa baktık ve güldük. tesadüfler güzeldir, eğlencelidir.

22 Eyl 2009

bugün bunu da duydum :o



twilight fanı olan arkim bugün bana şunu dedi:

o:
bn o manyaklar gibi ed ısır bni falan demiyorum
ed camdan gelicek die camı falanda açık bırakmıyorum
camı açık bırakıp yatanlar varmış lo ya koptum okuyunca
ben:
yuhhhh
o:
sırf ed gelir diye
buyüzden hasta oluyolarmış artık düşün ne süper zekalılar
sonra edle normal erkeklerin karşılaştırmasını yapmışlar
efenim aklımda kalan tek cümle
yanılmıyosam normal erkekler için şöleydi onlar seni seviyorum derler ed sen benim hayatımsın der die
ahaha
ben:
heaa pes


ahah bunun fotosunu koymazsam da çatlardım. blog canlandı birden :P

bbg ve akademiye dair.

Erman :
*ahuhaaaa
*http://www.raksmusic.com.tr/newsimages/64.jpg
*azizcan ahuahuha albüm yapmış
*ahahuauhauhuhaa
         тuğçє :
*ayyy o değil
*cenk de yaptı albüm
*akademi deki
*hahahahahahah
*klibini gördn mü
*kop kop yani
         Erman :
*yoook
*cenk neydi lan
*yükselmiydi
         тuğçє :
*heaa
*http://www.izlesene.com/video/muzik-cenk-yuksel-vura-vura/813610
*yorumlara gel
*allahım özene bözene yaratmış
*adamda zaten yakısıklılık varken ohoo aşkım o benim kimse sahiplenmesin:D
*yerim ben bunun gamzesini ya
         Erman :
*ahahah harbi haa
*on numaraaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
*sdhndkjsfs
*ashuauhahu
         тuğçє :
*hahahahahahh
*ayy allamm
         Erman :
*ahauhauha süper lan
*:D
*yaaa bu yarışmada esmer zayıf bi kız vardı lan
*adı neydş
         тuğçє :
*özlem:D
  Erman :
*heahhhh
*tamam
*:D


beynimize nasıl yer edinmiş bu gereksiz isimler ya :/

başlatma noktana.



ki bu da gereksiz devamı. kızdım bak.

ararım ihsan varol'u nokta yani

yani riçoviç var ya....

izlettirmeç

bi halt yapmayın, çay koyun gelin diyoruz hala bizi izlemeyen insanlar görüyorum.
bu insnaların bir yanlarında bir boşluk, vicdani bir çöküş sezmekteyim. ahah o değil, bunlar bronz ten de seviyordur şimdi. nayırrrrrrrrrrrrrrrr!!!!!!!

haydi kızlar emesene

riçi baksana, 13.600 sonuç diyor bu, sence sağlıklı bir sonuç mu?
yakışıklı erkeğin emeseni olmaz diyenler grubuna 13.600 kişi bulabiliriz diyorum ben şahsen, cidden, fikren, bizzadiyyün .
yok ben yakışıklıyım ve emesenim var diyerek tez çürütmeç yapmak isteyen adayların en son riçinin evde kalma(kız kurusu olmaya ön hazırlığa geçmeden) vakti bitene kadar rici@hotmail adresine müraccat etmeleri rica olunur.

paparazzi izledim, geldim.

'evet,nefise hanımın kilo alamadığını duyduk'
-nefise hanım, nefise hanım, kilo alamıyormuşsunuz
-ya yok onu arkadaşlarımla dün tivitıra dalga olsun diye yazmıştık,hemen ciddiye almışsınız.
yuhh, magazinciler artık bar önlerini bıraktı. bu kılıksızların net sayfalarındalar, ah teknoloji ah.

ve işin kötü yanı bu haberden önce zumlanmış bir tanyeli burnu gördüm ve de şey dedi gördüğüm şey yeterince dehşet verici değilmiş gibi :A :A :A
"ya bi' arkadaşım getirdi bu filleri(biblo),inan onlara dedi.ben o ara kirayı nasıl vercem falan onu düşünüyordum.inandım ve hemen oryantalzıtar teklifi geldi bana ve ben de ordan aldığım ilk parayla bu evi aldım" (lan yuh boğaz karşındaaaaa,hayvan gibi daire, öküz gibi de döşemişsin,lan o dandirik programlardan ne para kırıyorsunuz!! )

anlıktır diye bokunu da anlığa katmak

tivitır mıyım ya ben, ne bu. eski kafalıyız, mutaassıpız, bağnazız. blog mulog iyiyiz. öyle anlık unluk efenim eksantiriko cümleler bulmaya çalışmalar. aman modaymış bu , hemen koşun koşun. durmayın iki dakka.

"neymm hımm neymim şule,sörneym cumburlopherhaltadalanoğulları. entırr. off hadi kaydol kaydol heh oldu. ne yazayım, ne yazayımmm
-beklemekte hayatı (11:45)

-öküzün biri işte bıraktı beni,üzülmüyorum ki ben:) (11:46)

-hayat beni neden yoruyoğsuğn (11:49)

-şaşırmak,üzülmek.karşımda duran ve az önce annemin getirdiği elma ile armutları karıştırmak. isimlerini hatırlamamak (11:51) "

bir defolunuz, silkeleniniz, hepinizi öpüyorum buradan yaratıcı arkadaşlarım.

dilekçe

ve sayın saygıdeğer riçi pekfordisyos martoggo,

şu çok yanmış, kömür olmuş, ıstakoz kılıklı iğrenç insanların başını çeken falan funda munda kişileriyle ilgili önemli düz yazınızı bekliyorum. lütfen derhal buralara bir yerlere ekleyiniz. gereğinin yapılmasını arz ederim.

saygılar
<3 (bkz. arz diyorum talep diyorum)

patlıcan olmaya kalkar isek?

birileri gibi şiir yazasım var ama(ahaha) elimde görsel döküman yok.
lan o neydi.

yaşamak dediğin nedir ki,
çok alkol aldığında pervazlara kusmaktır adeta.
on erkeğin saçını okşamaktır lakin,
tutmamaktır sözünü.
kötülemektir hayatır,
zar tutmaktır bok bok.
ya bi git ahahha

teoride ve pratikte çorapçı olmak ile sadece teoride olan arasındaki farklar

teoride ve pratikte çorapçı olmak ile sadece teoride olan arasındaki farklar

biri sadece bildiğini bilir, diğeri bilmediğini.
biri zeki çeviktir, diğeri ahlaklı.
biri toplar, diğeri dağıtır.
biri giyer, diğeri giymez.
biri muse sever, biri susar.
biri kopar gelir, diğer kopmaz gelir.

hürüm hürüm hürmetler iken...

festivolle

-festival gibisin
-biliyorum

-festival gibisin
-eyvallah

-festival gibisin
-katılmak mı istiyorsun?

-festival gibisin
-nerden çıktı bu şimdi

-festival gibisin
-sen de masstival

-festival gibisin
-önlerden yerini kaptın mı?

-festival gibisin
-çadırını da al gel

-festival gibisin
-güzel bir benzetme

-festival gibisin
-...

total: festival gibisin, her yer bira çöpü

köşkmöşk


aşiyan yollarından ses versem duyar mısın?
bir kere bu kasrı sevelim,sevelim,sevelimmm.
hay-at sev-inc-e güze-el, sev-inc-e ta-tlı günl-er diye saçma bir hece ayrımı şeklinde söylenen o filmin soyuntireki geldi aklıma.
sevgili zeki bey, riçi'yle bile kapışırım senin için, kadrini bil-bilicen.

katkatımsın milföyünde boğulduğum...


abur cubur, kek mek, kraker gibi ucuz yiyceklerin hitap şekli olmasıyla alakalı;
lan nöpüyonuz lan ahahha

bir falım sakızına mecburum bilemezsin lan
dişime yapışan tofitam ol lan
bakkalda ilk gözüme ilişen ferrero rocher
damak diyorsan onu herkeşler yer
sinema tadında çerezosum ol isterim bilemezsin
suluköz yiyince gözümden fışkıran şeyi silemezsin
kek dünyasında tek isen
ben de o zaman efes pilsen
bana gel bi kerem
veririm sana biskrem
aşkuuum<3

patentine edddiöm

kış geliyorr

sonbaharlı yorumunu silmiş insana ithafen...

şimdi kış geliyor, bağırsa da, çağırsa da nöğparız severiz. sonbahar zaten sevilmektedir. lakin ben daha yaprak dökülmüş modunu benimseyememişizken atkı, eldiven gibi gereklerimi el altına çıkarttım.ne çok sarmal surmal şeylerim varmış, örmüşüm falan aferin yani üşenmemişim(tabi aralarında 50krş a falan aldıklarım da var, karıştırmıyorum). ne diyorduk, gelsin kış, karda kayıp düşmek, oranı buranı morartmak deyşüktür yani, en azından eline iğne batmasından iyidir(dipnot idi bu,kinaye idi).

21 Eyl 2009

21.09.2009

yaşanmamış hiçbir şey olmasın hayatımda,
gidilmemiş hiçbir yer kalmasın ardımda.

istanbul uyurken ağlarım yalnızlığıma,
sen uyurken kurdum ben kendime yeni bir dünya.

13 Eyl 2009

olamazz :o


şu sevimli insancıkların konser mp3lerini buldum az önce. böyle böyle çok sevindirik oldum, zıp zıp zıplayasım geldi evin içinde :P ya buraya da gelmeliler ama iyice heveslendim. ayrıca şu mp3leri benden önce bulup bana söylemeyen birileri varsa esefle kınıyorum sizi. ben sizin gibi kötü kalpli değilim diyerekten bir tanesini koyacağım, indirin dinleyin. fazlasını istiyorsanız beni bulun.
kids

the youth'u kimseyle paylaşmam ama hııhh

12 Eyl 2009

hööhh?

şu sonbaharlı yorumumu sildim. yağmurun sele dönüşmesine pek mutlu mesut bakıyormuş gibi gözükmek hoşuma gitmedi.
ayrıca hilal küstüm sana. hiç ilgilenmiyosun benle ve blogla böhühüyt

7 Eyl 2009

mud'da gelişmeler

iş ararken aklına gelen dayısının oğlunun emmoğlusunun mısır çarşısında lokum zerzevat sattığı dükkan dank eder aklına.evet evet,orada çalışmalıdır.gider oraya biraz suratla halleder işini,bir hafta denerler.
ve pek tabiki olmaz.
çıkar ordan arka mahalledeki yufkacıya girer ahah mud'a bak ya sigortasız ayda 500.mecbur mud naapsın ,frag'i için katlanacaktır.
ve biz bu işin sonunu merak edeceyizdir.

6 Eyl 2009

işte merak edilen sahne!

linke tıklayın, fotoğraflarda ilerleyin..

ve ve ve ve..

tıııkkklaaa

5 Eyl 2009

record club


süper olmuş, takdir ettim.

dipnot: alıntıladım hafif müzikten.

papillon

editors yeni şarkısını yayınlamış, yakında da yeni albüm. dinlemek istiyorsanız feyyaz'ın bana yaptığı blog reklamının aynısını ben de burdan yapacağım girin dinleyin. merak etmeyin reklam parası aldım ahah.

korkmayın basın, feyyaz sizi yemez. kıhkıh

тuğçє:
kendimi kabarık saçlarım ve vatkalı gömleğimle dans pistinde dans eder gibi hissettim
feyyaz:

sözleri çalak
тuğçє:
ahahah
feyyaz:
sevdim aslında
ama dinlenebilirlik yok
тuğçє:
sonlara doğru güzelleşiyo
ama ben hala kendimi
тuğçє:
dup tıs dup tıs
kopuyo gibi hissediyorm
kamera da alttan çekim yapar
feyyaz:
gitar arkalardan :P
тuğçє:
saçlarımı savururum hop hop
tepemde o yuvarlak toplardan
feyyaz:
10 dk olsa sonu süper olurdu


işte böyle de his uyandırabilir sizde papillon.

last


last fm'de kendini görmek :Ç

e hadi söylesene

tekim nerde:
*çünkü aynı tipleri gördüm hep
*of söyleme tamam mı defol
         тuğçє          :
*ahah
*bayılıyorm lann
*tmm dur söylicim
*ama defol dedin gidiyorm :/
*çok sinir bozucuyum biliyorm :Ş
*cevap vermiyosn
*ahah
tekim nerde:
*bok
         тuğçє          :
*he peki
*ya tanımıyorm

teksiz yaa seni kızdırmaktan zevk alıyorummm ahahahahh

bok(rici'nin anısına)

mud beyinsiz lan diyorum ben yani beyinsiz.ne atak var,ne bir gösterge var ne kendi kendine yetme var.hiç bir halt yok.ezik ezik takılıyor hayır kendini adaya vuracak dedik yok,gelişme yok.oğ antoni,hayır roselin replikli filmlerle olmuyor hiçbirşey.sonra bakıyor ağlıyor ediyoru bu ucuz filmlerle.sonra aksiyonlu sezon filmlerine takılıyor yine olmuyor.yan yun hikayelerdeki ezik karakterlerin aşklarından bile etkileniyor ve o an işte uçak bileti almak için çalışmaya karar veriyor ve...




iş bulamıyor tabiki ahah.vasıfsız eleman yani nasıl çat diye bulacak.kendini bok sanma diyorum mud.gazete şeysilerine falan bakmakta işte mud kızımız hadi hayırlısı.
devamı gelecek...

mud-frag (böylelermiş şimdilerde)

mud çok hüzünlüymüş şu aralar..
kendini arabesk alemine daldırıvermiş birden. çok fazla dinliyormuş, çok fazla söylüyormuş, çok fazla frag'ini düşünüyormuş.. içten içe kendini sorgulamaya başlamış, suçu kendinde arıyormuş. aşkını söylememesi en büyük dertmiş onun için. bunu düşündükçe daha da çok içmiş, daha da, daha da.. ki ramazanda olduğumuzu hatırlatıyorum burdan sana mud, az kendine hakim ol, aptal aşık modunda dolanma etrafta!

frag'e gelecek olursak,
o gayet mutluymuş..
kendini gezmeye tozmaya vermiş, o mekan senin bu mekan benim geziyormuş. mud'un varlığından habersiz, aşkı başkalarında aramaya çalışıyormuş ama beceremiyormuş. bu da başka dertli yaratık işte. erkeksin sen erkekliğini bil! ezik ezik tek başına dolanacağına çabuk birini bul kendine ya da bir kaç tane bul. yakışır sana.

3 Eyl 2009

bird


fotoğraf çorapcana gelsin, şarkı bana. haydi hep beraber "what a lovely sound" diye bağırıyoruz, yuppiiii

nörtmen2



sevgili lise1 coğrafya hocamız. bu adamın dersinde sınav olduğumu hatırlamıyorum. sene sonunda "kaç istiyorsun not olarak evladım?" diyip herkesi en düşük 85 ile geçirmiştir.

nörtmen


bu adam bizim sağlık bilgisi dersine girip üstüne üstlük biyoloji anlatmakta ısrar etmekte ve içine etmekteydi.zigot demesiyle ünlüdür.garip bir vurgu yapar.ziiğgöt biraz da inceltir ahah.
not:evet o ceket gerçek:A

ses-deneme

kadın sesi sevmemenin esefle kınandığı şu zamanlarda o konuya da bir değinsek diyorum. doğru mu diyorum. eee hadi başlayalım diyorum. öncelik küçüklerde..

güfte incelemesi(ciddi bir hadisedir)

önceniknen bu saçmalıklara güfte değdiğim için bağışlayın ciddi şeyler icra eden abilerim,ablalarım.başlıyozotti

güzel gözlü güzel çocuk, seni rüyamda gördüm
sonra birinden duydum geri dönmüşsün(aferin kafiyeye kasmışsın düm-sün,güzel gözlü derken yakbuk mu lan bu ahaha)
aradığını bulamamış, üzülmüşsün(nasıl yani,ne arıyodu bu:A)
sonra birinden duydum beni sormuşsun(lan sanki yani,şimdi bir şey derdim ama)
saçımı siyaha boyadım fena olmadı(lan bırak da başkaları söylesin ahah ayrıca o çaputları çıkar hemen saçından başından)
bence görsen beğenirsin(saçtan ziyade ilgileneceği şeyler olacaktır,hem ne anlasın erkek milleti saç değişiminden ahah ilahi aylinos)
belki karşılaşırız aptal bir barda(aptal mı,aa nasıl dersin lan bunu,sigara içme yasağı gelince aptal odlular haa,vay be,vay be)
belki de dönüp bakmazsın(o pembebikinini giy bakar,cidden)
hiç olur mu, hiç olur mu, olur mu(nakarata geçiyorum cümle bulamadım sinyali.olur olur bal gibi olura getirecek uyanık)

güzel gözlü çocuk unuttun mu(hala yakub'a diyosan ahah)
sadece bir öpücükle aşık olduğumu(sadece öpücük olduğuna emin misin,firenç?)
şimdi her şey yanmış, kül olmuş
zamanımız yok(sıçtım,sıvıyım bağrii)
sen yalnız ben yalnız olur mu(hadi öpüşün,barışın)

kaç yıl önceydi, bize çarpan şey neydi
anlatmaya utanacak kadar iyiydi(nası yani ya?)
dudakların, parmakların(parmak mı,bu nasil bir fanteyzo?)
sonra karanlık bir sokakta bağırdım sana
bence tam bir korkaksın(haydi güzel gözlü du it)
hiç olur mu, hiç olur mu, olur mu(yine aynı saçmalaık)

bir kulak,bir burun bir parmak


tamam aradaki yedi farkı,parmak farkı carta curta girmeyin.adam uğraşmış,yapmış.tartışma istemiyorum.brendınsın sen,bizim canımız, lav inen hörts akar kanımız,seviyoruz seni löplployalakayaylalalalayay sen güneş ben ay

birşeyi merak etmek istemiyorum,ediyorum

sınavlar psikolojimi bozdu arkadaş.aslında beklediğimden kolay geldi sorular ama şaşırttılar.
bir kere neden kolaj sormazsınız bre sersemler.o mazlemeleri boşuna mı taşıdık(hih)
fantastik hayvanım iyi oldu ama şimdi ona diyecek sözüm yok lakin mary'nin brent'e olan aşkını resmet olayı beni bitirdi heyt.aşkı anlatmayı istesem giderim mis gibi mvö 23 foto yarışmasına katılırım ahaha.
bak yine günümdeyim kötü sözler söylemeyiciim.bakalım naapcaksınız marmaravat?

2 Eyl 2009

mub-mud

sevgili teksiz, mub ile mud arasındaki farkı bana açıklayıver lütfen.

yer.

şimdi aklıma takıldı. "nerelisin?" sorularından bıkmış olmamdan kaynaklanan ortada kalmışlığımı çözmeye karar verdim (cümleme kopkop). anlattıklarına göre dedemin dedesi istanbulluymuş, sonra gitmiş çanakkale'den bir hatuna vurulmuş ki sanıyorum bu da benim büyük büyük babaannem, hatun kişisinin kızıl olma durumunu da dipnot olarak eklemek istiyorum. neyse işte orada kalmış bunlar, sonra dedem istanbul'da doğmuş sonra babannemle beraber şehir dışındalarken babam bursa'da doğmuş. o da orda yaşamış ufakkene ama ben hiç gitmedim :/ git gide çember daralıyor sevgili okuyucular evet ben nereliyim çözeceğizzz :p sonra işte gene dönmüşler istanbul'a ben kendimi bildim bileli istanbulluyum ama bunu birine diyince "olmaz artk istanbullu mu kaldı" diyorlar. neyse işte annem de adanalı oraya çok gidip geldim. şimdi ben istanbullu olmadığıma göre adanaya'da bursa'dan ya da çanakkale'den çok gidip gelmeme bakılaraktan ben adanalı mı oluyorum? nereliyimm bennnnnn :/:/

mud bale yaparsa

mud malı dizindeki menisküse bakmadan bale merakına sarılıp kuğu gölü'ne cumburlop dalmak isterse.daha sonra görsellerle destekleyeciim ama şu kadarını söyleyeyim bu ona hiç yakışmıyor.
bastıbacaksın,tip desen yok o saçı topuz yaptığında suratındaki gergin ifadeyi görmek bile istemiyorum mud.
hem o kabarık etekle(etek mi,o sadece mayoya yapılmış 2 cmlik bir fırfır eklentisi) yok yok.
daha fazla dayanamiyiciim.
kapansın perdeler.

1 Eyl 2009

hayat blur olunca güzel


keşke hayat hep blur ve kliplerinde ki gibi olsa...

edit: blur bize milkimizi bulsun kampanyası başlatmaya karar verdim :o

domates


geçtiğimiz günlerde ispanya'da şu bildiğimiz domates festivali gerçekleşmiş. yaa amaç nedir burdaki? hiç tanımadığın bi dolu insanla domates ezmek nasıl bir zevk verir ki insana? valla denemeden öğrenemeyeceğim sanıyorum ki. onun için gitmeye karar verdim. daha önceden bir yerlerde karşılaşmadığım insanlarla tek düşüncemizin domates atmak olduğu o festivalde olmalıyım. ben de atacağım, ben de iteceğim milleti, ben de kırmızı olacağım, ben de ben de :Ç

şimdi israf falan demeyin bana. hayatımda 10 sene domates yemesem ödeşir miyiz ki :P

sadece başlangıç


uu babe,babe

mud ot olur


kültür şok dedim ya ahanda işte.
kız elinde kitaplar,araştırmalar ayağına öldü öldü.insan içine karış dedik yok.o ruh gitmiş denizlere falan dalıyor.bu da burada artizlik yapıyor annesine mannesine.
neyse gözüne girecek ya bu frag'in ne yapacağını şaşırmakta.frag de iyi niyetli bir artiz aslında.
kızın niyetini anlamamış sanırız ya da anlamak istemediğini düşünmekteyiz.
o da doğalım,rahatım,kuğlum ayağına salak sulak hareketler.
neyse işi daha maddeye dökelim kız ciddi ciddi psikolojisini bozmuş.arada engeller.mud malsın diyorum sana.çok olmadık birşeyle ilgileniyor bu mud ama söylemek bile istemiyorum o kadar boktan ki yani basitlikte bir numara,yorumlaması var hayatı ve frag'i.
lan frag al şunu,bitsin bu işkence.
bkz şekil A o frag olmalı,işte o ahah.

abuklamakla ilgili olarak

aşkımsın çikolata,aşkımsın limonata,aşkımsın oooğğ aşkımsın.
hoppa.

seviyorum ulan

who is he?


o kadar tipi görünce aklıma geldi ahah. tekimsi bak bakalım tanıyacak mısın?

bir ki


yorum bekliyor olmam

sıfır beden

aştıkça aşıyorum,al bir sıfır beden daha.
güzelce ıslanmış bir yoldaki en fantastiko durum demekteyim.yolu seviyorum.

rafdan sarı çıktı


riçigül sarı sever,sanıyorum.
riçigül'ün kara könvers sevmesi olasılığı altında ezildim.

mub epey açılıyor

mub, şu arkadaki kırmızılı flu şey.
terkediyor şehrini,aslen etmiyor ama etmek istiyor.hatta ülke diyelim.bir adaya gidebilir.
kültür şoku yaşıyor haberi yok.her boka saldırmakta.ruhen gitmiş işte o adaya salak salak takılıyor.göstermek istiyor her şeyini.o ezberlerini hemen dökmek istiyor.
hayydi bakalım
(bkz. öne de senin moda şeysilerini kondurdum,dikkat çekmek isterim)
not:bu mud'dan adam olmayacak,çok aptal aşık çok,şok üstüne şok...

31 Ağu 2009

erkek

.
tarz mı arıyorsunuz gelin bana.
bkz.arar bulurum

çöp


çalışma yapmaktayım,görsel hafızama birşeyler katmaktayım ve amacım kolaj olayına deneyim sağlamak.işe yarayın lan.
riçi insan,bkz.bacak boy
çöp gibisiniz lan:A

sözde promise felsefesi

riçi kişisinin seveceğini sandığım bir görüntü.işin persfektif kısmı eyvallah lakin al gül sevmem ben.sadeciyim demiştim daha önceki dilayt konularında(bkz.güllü dilayt seven riçi).

melis birkanımsı hakkında

tv'de dediler ki'nin şuan olaya dahil olması.serdar akar'ı sevmemiz.
melis birkan sahip olunacak en kötü sese ve vurguya sahip.yazmak istediğim şey aslen buydu biraz uzatayım dedim.çok fena,çok.işin kötüsü doğal da değilsin,naapcaz senle:S

moderen bir masalsı,mub'la tanışıyoruz


bir mubolovlar kızı var sonra bu kız yeni açılmaya başlamış. sanki yeni gelmiş dünyaya. her şeye saldırmalar falan,ne olduğunu anlayamamış.kültürlü olmuş mubolovlar kızı.aşıyormuş. ama tüm bu değişiklerin asıl sebebi aşık olmasıymış. o aşıkmış hem de anti mubalovlar oğlu frag'a.
yazıkmış ona.frag çok artizmiş,ona bakmayacakmış ve bu olayın sonu ne olacakmış.
göreceksiniz.
seveceksiniz dedikoduyu.

çok moderineyo gidiyor bu işin sonu,açılmış kabuklar vs.
beni izleyin mublar.

ne yaptınız siz?


zamanında think of england adlı şarkısını dinleyip sevip sarmaladığım iamx grubunun son albümleri çıkmış, baya olmuş hatta. birden aklıma geliverdiler ne yapıyor bunlar falan, güya takipte kalacaktım unutmuşum. neyse, indiriverdim kingdom of welcome addition'ı. daha açılış şarkısı nature of inviting'de vuruldum. tam da son zamanlarda ihtiyacım olan müzikmiş bu, bayıldım öldüm bittim. think of england'ı bir ara çok dinliyordum orda burda her yerde falan da albümü bu kadar iyi beklemiyordum açıkçası. chris abimizin imajı her ne kadar gözümde ofsayt olsa da (yahu chris mis gibi sıskamsı tipin var ne diye gidip boyanıyosun ediyosun rezil ediyorsun kendini, olmadı bak. ) sesine diyecek lafımız yok. hele ki you can be happy'de happy'i ne kadar şeker mi şeker söylüyor yaa yirimm. başa sarıp sarıp happy dinleyesim var, happy happy happy ov may gad ahah.
neyse ya çok uzattım. uzun lafın kısası dinleyin albümü pişman kalmazsınız. last fm'de think of england beleşe iniyor haberiniz ola.

ekşide bi yorum gördüm, bu şarkıyı dinlerken deniz altındaymışım gibi hissediyorum demiş birisi ya da öyle bişi. gerçi sözlerde de bol bol nehirli yüzmeli laflar var. hayali bile güzel yav.
hadi bakalım en sevdiklerimden birini dinleyip deniz altına dalalım: my secret friend

30 Ağu 2009

milk


ben de milk'i izledim. ben de james'e aşık oldum. gay rolündeki birine aşık olma kapasiteme hastayım.

aa ben de spoiler vercem anne.

--spoiler--

harvey ile scott canın ikide bir öpüşmesine başta kıl olan ben ayrılmalarına sevindim, az öpüşme çok konuşma. ahah. yahu filmin sonunda çıkan gerçek görüntülerdeki gerçek scott falan da gayet yakışıklıymış gözümüzden kaçmadı :o

--spoiler--

ahaha, filmin konusu yorumu falan yok ben de. tamamen görsellikteyim efemm.

sürmeli olması cefin

cef bize ağlak ağlak bakarken
forget her

hendiriksce


hendiriksleştirebilebileceklerimizden misiniz yoksa hala ve hala hendiriksleştirememediklerimizden misiniz?
nat:ayıp
natnatnatçokonat:bunu da ben yaptım.

keyfim bilir

bir sürelik veri kaybımızdan ötürü özür dileriz.görünürde olmayan kayıp ellerimizle düşüncelerimizde.aslında bizim gibi yüzeysel eleştiriciler için malzeme çok arkadaşlar.
ama eller gitmiyor nedense.
meşguliyetimi sınav stresime bağlayıp artizliğimi yapayım ve gideyim.
aylin aslım'dan da özür dilememeye devam.keyfimeee benim...

pandacığım



arşivimde gezinirken gözüme takıldı yeniden. eski blogumda animal collective reklamı yapmıştım, hatta sevenlere "panda bear'da dinlemelisiniz ne de olsa o da bir animal" demiştim. hala dinlemeyen insancıklar varsa şu alemde dinleyin hemen geç kalmayın. ama dipnot eklemeliyim ki alışılagelmiş bir müzik beklemeyin karşınızda.

pandacık takipteyim seni ben :Ç

değişim

daha bir sene öncesine kadar ne kadar farklıymışım. zevk mi dersiniz tip mi dersiniz ne derseniz diyin. daha da geriye gidip 2006 senesine gelirsem netimle ilk buluştuğum yıllar... dinlediklerim, sevdiklerim, konuşmalarım hep farklı hep. bi eski fotoğraflara baktım bi şimdikilere, büyük değişim. iyi mi bu kötü mü? sanırım iyi.zaman geçiyor büyüyorum falan. önceden çok taktığım şeyleri şimdi tınlamıyorum bile. yavaş yavaş olgunlaştığını fark etmek garip. pişmanlık duymamak lazım ama, neden onu yaptım neden böyle dedim diye söylenilmemeli. hayatta hiç birşeyden pişmanlık duymayacaksın arkadaş! şimdi bu konuyu nereye bağlayacağım merak edebilirsiniz:p etmeseniz de olur takmıyorum. boşvermişlik ruhumda var(H) gerçi bu umursamamazlık başıma az iş açmadı... neyse bu konuya girmeyeceğim. yaaa benim bu psikolojimi staj bozdu, karar verdim şimdi. iş hayatına atılacak olmak, sorumluluk sahibi olmak korkutuyor mu beni? hı hı.

vee asıl mevzumuz. foto karıştırırken ne buldm. ahaha hilal bak, hatırlıyor musun?

29 Ağu 2009

öhöh.

i'm gonna keep catching that butterfly,
in that dream of mine.
in my lucid dreams.
something now
through life no fun.
i want to feel.
i want to run.

öhöh.

riçi şarkı söylüyorsa diğer solistimsiler ne yapıyor?

bkz: gece yarısı dinlenmemesi gereken parçalar.

28 Ağu 2009

la la

la la la la laaaa mutluyumm benn

27 Ağu 2009

köprü

ikinci köprüden geçerken mp3 playerda all i need'in denk gelmiş olması. o en sevilen bölüm "it's all wrong, it's all right" kısmında thomcuğun tapılan sesinin kulağımda çınlaması.

bir kaç saniyelik geçişte, bir kaç saniyelik yankı.

böyle bir garip oldum, çok sevdim bu uyumu.
manzara-şarkı. şarkı-manzara.

26 Ağu 2009

pembebikiniüstü

aylin aslım'ın rakın kok'ta üstünde alllı güllü pullu cismi çıkartıp o iğrenç pembe şeyle bıngıldakça kalması.iğrençsin.içtim içtim ve o üykela hareketler vs.ler sen sen sen shirley manson değilsin ahah.bunu 2. ve son söyleyişim olsun lütfen.hitabet,kitabet,diyabetçe bağlamlar.

lms


little miss sunshine çok hoş filmdir ve ailecek hastası olmamızın yanında başka da söyleyecek laf yoktur.izleyiniz lütfen.